Antalya’da son zamanlarda gündemden düşmeyen yolsuzluk ve irtikap operasyonları, adeta bir fay hattının kırılmasına neden oldu. Artçı sarsıntılar, bir yandan yeni isimlere uzanırken, diğer yandan yıllar önce kapanmış sanılan eski defterlerin yeniden açılmasına yol açtı.
AK Parti Milletvekili Mustafa Köse’nin “Bu olaylar kime sıçrarsa sıçrasın, sonuna kadar üzerine gidileceği” yönündeki samimi açıklamaları, aslında bu şehrin ne kadar büyük bir hesaplaşmanın eşiğinde olduğunu gösteriyor.
Ancak bu hesaplaşma, sadece operasyonlarla sınırlı kalmamalı.
Köse’nin bu cesur sözleri, aynı zamanda partinin içinde biriken rahatsızlığın da dışa vurumu.
Asıl mesele, perde arkasındaki "gölge iktidar" meselesidir. Antalya'da parti teşkilatlarında yer alıp servetine servet katan, siyasete atıldıklarında sıradan hayatları olan ama kısa sürede "karun" gibi zenginleşen isimler herkesin malumu.
Hele o "ayrılmaz ikili" yok mu?
Hem teşkilatın hem de maliyenin başını çekerek kurdukları düzen, CHP'li ortaklarla birlikte nasıl bir rant çarkı yarattıklarını açıkça gözler önüne seriyor. İmar yasalarındaki boşlukları kullanarak nasıl bir rant devşirdikleri, üç kelimeyi bir araya getiremeyenlerin nasıl biat orduları kurduğu ve CHP'li belediye başkanlarının bile bu tezgâhtan geçtiği iddiaları kulaktan kulağa fısıldanıyor.
Bu düzenin müdavimleri, operasyonlar derinleşince kabuklarına çekilmiş gibi yapsa da, şu an milyarlarını güvence altına alma gayretindeler.
Kaynağı açıklanamayan servetler, mal ve mülk satışlarıyla "konforlu yaşam" garantisi alma çabaları… Peki bu devlet bunlardan hesap sormayacak mı? Eğer bu operasyonların halk nezdinde bir inandırıcılığı olacaksa, önce en yakınındaki bu “düzenbazlardan” başlanması gerekmez mi?
Rahmetli Hamza Taş'ın yönetiminde bir tane bile zengin olan kimse göremezken, sonrasında gelenlerin büyük bir çoğunluğunun sadece rant peşinde koşması, Antalya'da AK Parti'nin ne duruma geldiğinin açık bir göstergesidir.
Başarısızlıklar karşısında devekuşu gibi başlarını kuma gömen ve "sen bana dokunma, ben sana dokunmayayım" anlayışıyla hareket eden bu zihniyet, partinin itibarını sarsıyor.
Ancak rüzgârın yönü değişiyor.
Çok yakında büyük değişimlere şahit olacağımıza dair sinyaller giderek güçleniyor. Dileğimiz, bu rant devşiricilerinin hak ettikleri cezayı alması ve siyasetteki temiz ellerin bu şehre yeniden huzur getirmesi.
Aksi takdirde, bu sarsıntıların enkazı altında kalan sadece birkaç isim değil, koca bir şehrin geleceği olacak.